Anayasa Mahkemesi'nin Çalışan E-postalarının İşveren Tarafından İncelenmesine İlişkin Kararı
Anayasa Mahkemesi’nin ("AYM") bir çalışanın, (“Başvurucu“) kurumsal e-posta adresinin işveren şirket ("İşveren") tarafından incelenmesi sebebiyle, Başvurucu'nun kişisel verilerinin korunmasını isteme hakkına ve haberleşme hürriyetine yönelik yapılan müdahaleler hakkında verdiği 2016/13010 sayılı kararı, 14 Ekim 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.
Uyuşmazlığın Arka Planı
Başvurucu, bir avukatlık ortaklığında, bir yönetici nezdinde beş kişilik bir ekip ile çalışmakta iken, ekip üyesi diğer çalışanlar, ekip yöneticisi ile Başvurucu arasındaki nesnel ilişkinin kaybolduğunu ve Başvurucu'nun diğer ekip üyelerine karşı olan davranışları nedeni ile projelerin sağlıklı yürütülebilmesi için gerekli olan ortamın kaybolduğunu iddia ederek İşveren'e şikayetlerini iletmişlerdir.
Şikayetlere istinaden İşveren tarafından Başvurucu ile görüşülmüş ve akabinde Başvurucu'nun kurumsal e-posta adresi incelemeye alınmıştır. Yapılan inceleme ile İşveren tarafından tespit edilen yazışmalar neticesinde taraflar arasındaki güven ilişkisinin temelinden çökmesi nedeniyle Başvurucu'nun iş akdi feshedilmiştir.
Başvurucu tarafından açılan işe iade istemli davada ilk derece mahkemesi davanın reddine karar vermiş, karara karşı temyiz yoluna başvurulması akabinde Yargıtay 9. Hukuk Dairesi tarafından ilk derece mahkeme kararı feshin haklı değil geçerli nedene dayanması nedeniyle düzeltilerek onanmıştır.
AYM'ye Başvuru
Başvurucu, e-posta yazışmalarının işveren tarafından rızası dışında incelendiği ve bu hususun yargı organlarınca yeterince denetlenmediğini ve bu sebeple Anayasa tarafından güvence altına alınan haberleşme hürriyeti ve özel hayata saygı kapsamındaki kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek AYM'ye bireysel başvuruda bulunmuştur.
AYM somut olayda olduğu gibi işverenin, çalışanının iletişim araçlarını denetlenmesi kapsamındaki uyuşmazlıklarda, mahkemelerin, aşağıda sayılan hususları incelemesi gerektiğini belirtmiştir:
(i) İşverenin kullanıma sunduğu iletişim araçlarının ve iletişim içeriklerini incelemesini haklı kılan gerekçelerin olup olmadığı ve bu gerekçelerin ifa edilen iş ve işyerinin özellikleri göz önünde bulundurularak meşru olup olmadığı,
(ii) İletişimin denetlenmesi ve kişisel verilerin işlenmesi sürecinin şeffaf şekilde yürütülmesi ve bu süreçle ilgili olarak çalışanların işveren tarafından önceden bilgilendirilmesi,
(iii) çalışanın kişisel verilerinin korunmasını isteme hakkı ile haberleşme hürriyetine yapılan müdahalenin, işveren tarafından ulaşılmak istenen amaçla ilgili ve buna elverişli olması ve yalnızca bu amaç doğrultusunda kullanılması,
(iv) İşveren tarafından yapılan bu müdahalenin gerekli kabul edilebilmesi bakımından, amaca ulaşmak bakımından müdahalenin zorunlu olması, daha hafif bir müdahale ile ulaşmanın mümkün olmaması,
(v) Müdahalenin orantılı kabul edilebilmesi bakımından ise, iletişimin denetlenmesi ile işlenecek veya başka şekilde yararlanılacak olan verilerin amaçla sınırlı olması, amacı aşacak şekilde sınırlama veya müdahaleye izin verilmemesi,
(vi) İncelemenin, muhatabı olan kişinin üzerindeki etkisi ve sonuçları göz önünde bulundurularak, taraflar arasındaki menfaat ve hakların adil şekilde dengelenip dengelenmediğine bakılması.
Sonuç
AYM kararda işverenin, çalışanlarına kurumsal e-posta hesapları sağlayarak kişisel verileri işlemesinin ve iletişimi denetlemesinin, işlerin etkin şekilde yürümesini sağlamak amacıyla yürütüldüğü ve bu kapsamda somut olayda meşru bir menfaat teşkil ettiği ve amacı sağlayamaya elverişli olduğunun söylenebileceğini ifade etmiştir. Bununla birlikte, işveren tarafından çalışana açık bir bilgilendirmenin yapılmadığı hallerde ise çalışanda, hak ve özgürlülüklerine müdahalede bulunulmayacağı hususunda makul bir beklenti yaratmasının beklenebileceği belirtilmiştir.
AYM yaptığı incelemeler ve anılan ilkeler doğrultusunda (i) çalışana iletişimin denetlenebileceği yönünde önceden bilgilendirme yapılıp yapılmadığı, (ii) soruşturma için e-posta içeriklerinin incelenmesini zorunlu kılan bir durumun mevcudiyetini (iii) aynı amaca şikâyetlerin analizi, tanıkların dinlenmesi, proje süreçlerinin incelenmesi gibi başkaca yöntemlerle ulaşılıp ulaşılamayacağı, (iv) incelemeye dayanak teşkil eden iddialar dışında başka içeriklere de erişilmesinin gerekip gerekmediği gibi hususların denetlenmediği gerekçesiyle, Başvurucu'nun kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı ile haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğini değerlendirmiştir.
İlgili AYM Kararına aşağıdaki link üzerinden ulaşabilirsiniz:
https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2020/10/20201014-5.pdf